Öğrenmenin yaşı yok!
Hepimiz yıllarla okula gittik. Sistemin uygun gördüğü ve planladığı çok konuda bilgiler edindik. Sınavlara girdik. Diplomalar aldık. Yakından biliyorum. Ben de meslekî eğitim için 18 yıl okula gittim! Şaka değil. 18 yıl. Ama rahatlıkla söyleyebilirim ki edindiğim bir çok bilgiyi okul eğitiminin dışında, bireysel çaba ve ilgi sonucunda elde ettim. Ve etmeye de devam ediyorum.
İngiltere, A.B.D., Türkiye ve şimdi de Almanya'daki eğitim kurumlarında 30 yılı aşkın öğretmenlik deneyimim var. Hepimiz biliyoruz okullarda ve derslerde bize ne verirlerse versinler, biz gerçekte sadece kendimiz ilgilendiğimiz, çabaladığımız zaman öğreniyoruz ve eğitim kurumları meslekî alanlarda çok katkıda bulunabilse de yaşam ile ilgili, bizi mutlu edecek pek çok konuda bir eğitim sağlamıyor.
Beni mutlu eden konuları başkalarıyla da paylaşmaktan, öğrenmekten ve öğretmekten daima mutlu oldum. DüştümYola Projesi de işte bu duyguların bir yansıması. Tarih, müzik, kuram! Bugüne kadar bir çok sivil toplum kuruluşunda sunduğum müzikli konuşmalardan birini siz de derneğinizde, kulübünüzde yüz yüze veya online olarak organize edebilirsiniz. Hazır mısınız öğrenme ve keşfetmenin mutluluğunu yaşamaya? Bana buradan ulaşabilirsiniz. Sevgilerimle,
Orhan
1826'dan Günümüze Türkiye'de Avrupa Kökenli Müzik Tarihi
Türkiye'de Batı kökenli müzik tarihi genelde bilinenden çok daha eskidir. 16. yy.'daki iki farklı olayı da kapsamakla beraber kurumsal olarak 1826'da Muzika-i Hûmayun'un kurulması ile başlayan ilk dönemde İstanbul'da gerek Osmanlı Sarayı ve çevrelerinde çok renkli ve faal bir konser yaşamı oluşmuş, Naum Efendi'nin Tiyatrosu sayesinde de yarım yüzyıl boyunca zengin bir opera tarihi oluşmuştur.
Sunumun ikinci yarısı ise Cumhuriyet'in ilk yılları itibari ile gerçekleştirilmeye çalışılan Müzik Devrimi ile bunun sonucunda oluşan müzik yaşamını ve aktörlerini konu alıyor. Duysal örnekler de bulunmakla beraber bu sunumu Türk bestecilerinin eserlerinden oluşan bir resital ile taçlandırmak da güzel bir seçenek.
Hindemith'ten Taut'a, Müzikten Mimariye: Cumhuriyet'in İlk Yıllarında Türk-Alman İşbirliği
1930'lu yılların başlarında genç Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşme çabaları ile Almanya'da Ulusal Sosyalistlerin hükûmete gelmesi Türk Devleti ile yüzlerce Almanca konuşan bilim adamı, akademisyen, müzisyen ve mimar arasında eşsiz bir işbirliği fırsatı yaratmış. Bu işbirliğinin özellikle mimarî ürünlerini Ankara'da görmek mümkün. Bu yolculukta Avusturyalı ve Alman müzisyen ve mimarların 20. yüzyılın başlarında Türkiye Cumhuriyeti'nin modernist vizyonunu nasıl şekillendirdiğini ve başarılarını görmek üzere 1930'lu yılların Ankara'sına gidiyoruz.
Atatürk ve Türk Müzik Devrimi
Ülkemizde kurumsallaşması 1826 yılında başlayan Avrupa kökenli müzik Atatürk'ün bu konuya gösterdiği özel sayesinde daha Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren eğitim ve sonra da icra alanlarında hızla kurumsallaşır. Genç yetenekler yurt dışına eğitim almaya gönderilir. Hindemith ve Bartók gibi önde gelen Avrupalı müzisyenler ülkemize davet edilir. Musiki Muallim Mektebi, Devlet Konservatuvarı, Gazi Eğitim Enstitüsü, Devlet Operası ile Türk Beşleri ve 2. kuşak bestecilerimiz de eserleri ile bu sunumdalar. Dahası da var: bestecilerimizin eserlerinden oluşan bir konseri de bu sunumun peşinden dinlemeye ne dersiniz? Burada!
Eğreti İnci, Kızıl Rahip ve Dört Mevsim
Bugüne kadar her yaştan öğrenmek isteyenlere elliyi aşkın kurumda sergilediğim bu sunum-resitalde barok kavramını ve anlamını öğrenip, Venedik'te yapacağımız kısa bir geziden sonra Barok dönemin en ünlü bestecilerinden Antonio Vivaldi'nin dünyaca ünlü Dört Mevsim keman konçertolarının müzikal tasvirlerini kemanımdan ve görseller eşliğinde dinleyebilirsiniz.
Sunum süresi: yaklaşık 45 dakika
Barok İcra Geleneklerine bir Giriş
Belli başlı barok dönem eserleri müzik icrası eğitimi alan tüm öğrencilerin çalmak zorunda oldukları eserler arasında yer alır. Barok dönem eserleri günümüzde artık modern çalgılarla olduğu kadar barok dönemdekilere uygun çalgılarla da yapılıyor. Manchester'daki Kraliyet Müzik Koleji'nde okuduğum yıllarda Barok keman eğitimi almış ve çeşitli Barok topluluklarda da çalmış bir modern kemancı olarak Barok dönem müziği icrasında dikkate alınması gereken konuları otuz yıllık araştırma ve çalışmalarım sonucunda edindiğim bilgi ve deneyimler ışığında öğrencilerle paylaşıyor ve onlara yol gösteriyorum.
Sunum süresi: yaklaşık bir saat
Tosun Ferdinand
Amerikalı yazar Munro Leaf'in 1935 yılında yazdığı Tosun Ferdinand (Ferdinand the Bull) dönemin en sevilen çocuk kitaplarından birisi olmuş. Yazarın bir saat içinde yazdığı kitabın barışçıl mesajı rahatsız etmiş olacak ki Hitler ve Franco gibileri bu kitabı ülkelerinde yasaklamışlar. 1938 yılında Walt Disney'nin çizgi filmini yaptığı Ferdinand'ı İngiliz besteci Alan Ridout 1974 yılında solo keman ve anlatıcı için bestelemiş. İri yarı bir boğa yavrusu olan ama güreşmektense çiçekleri koklamayı tercih eden Ferdinand'ı tanıyınca sizler de çok seveceksiniz. Sadece kemanımı çalmakla kalmayıp aynı anda hikâyeyi de anlattığım yorumumla ender bir fırsat! (Türkçe, İngilizce ve Almanca olmak üzere üç dilde mevcut)
Sunum süresi: yaklaşık 20 dakika