Naci Bey
İstanbul Büyükdereli’ydi. Tıp Fakültesi mezunuydu. 1953 yılında bir yıllığına Amerika’ya gitmiş, bir yıl, sonra bir yıl daha derken yaşamının gerisini orada geçirmişti. Connecticut Eyaleti’ndeki Bridgeport Hastanesi’nde 40 yılı aşkın bir süre kulak, burun, boğaz uzmanı olarak çalışmış emekli olduktan sonra da muayenehanesinde çalışmaya devam etmişti.
Esas adı Yıldırım’dı ama Amerika’da (ı) sesini söyleyemedikleri için herkes onu soy ismi olan Naci olarak tanıyordu. O Doktor Naci idi, sevenleri, dostları ve hastaları için.
Yaşam boyu koşu
Naci Bey’i tanıyan herkes onun bir koşucu olduğunu bilir. Aksatmadan her gün sabah erken düzenli antrenmanını ve koşusunu yapardı. Bir gazete yazısına göre 45 ile 85 yaşları arasında tam 22 maraton koşmuştu. En iyi süresini 3 saat 15 dakika ile 57 yaşında iken yapmıştı. 50 yaşından sonra ABD’de ve hatta uluslararası Yaşlılar Olimpiyatları’na katılmaya başlamıştı. 100, 200 ve 400 metre yarışlarında koşuyordu. Madalyaları evin her bir yanını doldurmuştu.

Müzik Merakı
Naci Bey müziğe de çok meraklıydı. Connecticut’ta Stratford yakınındaki evlerinde sık sık müzikli toplantılar oluyordu. Leonard Bernstein’ın New York’taki dairesinde bulunan piyanosunu almış salonuna koymuştu çalabilen konukları çalsın diye. Bu kartpostal manzaralı salonda ben de solo bir dinleti yapmıştım.
Gölden gelen ahbaplık
Naci Bey ve hayat arkadaşı Füsun Hanım ile 1998 yılının Haziran ayında tanıştık. Oturdukları gölün karşı kenarından komşuları Gürer Aykal ve eşi Benin Hanım’ın büyük kızlarının nikâh törenine habersiz çalmaya gitmiş ve Gürer Hoca’ya sürpriz yapmıştım. “Güney New England Türk-Amerikan Kültür Derneği” SNETACA’nın en renkli simaları idiler Naci Bey ile Füsun Hanım. Birçok dernek üyesi ile birlikte Angela ile nişan törenimize de katılmışlardı.

Bir daha görüşemedik
Onlarla uzaktan haberleşmek ile birlikte ABD’den ayrıldıktan sonra ne yazık ki tekrar görüşme şansım olmadı. Bugün Dr. Naci Bey’in aramızdan ayrıldığını öğrendim. Başta Füsun Hanım ile ailesine, dostlarına ve SNETACA ailesine baş sağlığı ve sabır diliyorum. Ben Naci Bey’i her zaman güler yüzü, hayata esprili ve pozitif yaklaşımı ve samimi dostluğu ile anımsayacağım. Huzur içinde yat Naci Bey.
Ölüm Allah’ın emri,
ayrılık olmasaydı…
0 comments