Notabüs
“Adalı olmak” diye bir kavram vardır. Adalarda yaşayan bireylerin bir şekilde anakarada yaşayan hemcinslerinden bazı farklı özellikleri olduğunu anlatır. Bunun nedenlerini kısaca irdeleyelim. Adalar yakın tarihlere kadar mahrumiyet ve sürgün yerleriydi. Havadan ve karadan ulaşımı söz konusu olmayan birçok adaya bugün de ulaşım hava şartlarına bağlıdır. Kış mevsiminin gelmesi ile adalar anakaradan kopar, izole bir yaşam sürerler. İzole kavramı da zaten "ada" anlamına gelen Latince insula ve İtalyanca isola kelimelerinden gelmektedir. Tarihte adalar genellikle kendilerini koruyacak askeri güce de sahip olmadıkları için tarih boyunca saldırılara maruz kalmışlar. Yani bir adalının zengin olması da iyi bir şey değil zira bu zenginliği koruması da daima zor olmuş. İşte bu şartlar ada insanlarını farklı etkilemiş, onlarda değişik özelliklerin evrilmesine neden olmuştur diyebiliriz sanırım. İşte "adalılık" kavramı onların acımasız doğa şartlarına, hastalıklara ve istenmeyen konuklara karşı birbirlerine normalden daha fazla ihtiyaçları olması adalıların birbirlerine destek olma, sorunlara karşı birlikte çözüm bulma yeteneği ve isteği bu yüzden anakaralılara göre daha gelişkin olduğunu anlatıyor. İşte Notabüs böyle bir ortak çalışmanın, günümüzde gittikçe yok olan Anadolu imece geleneğinin Bozcaada'daki bir yansıması ve de daha önce hiç görülmemiş bir örneği. Bir imece çalışması olarak bu projenin birçok kahramanı ve paydaşı var. Bu paydaşların tek tek isimlerini veremezsem beni mazur görsünler lütfen.
Fikrin doğuşu
Projenin fikir babası bir Bozcaadalı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Muharrem Yıldız. Yıldız fikrin doğuşunu kısaca şu sözlerle anlatıyor:
Eğitim Fakültesinden arkadaşım Feryal Günal ile bir gün kantinde çay içiyorduk. Feryal öğretmen bana, Okul Öncesi Ana Bilim Dalında girdiği müzik derslerinde, öğrencilere org çalmayı öğrettiğinden ve bir dönemde başarılı sonuçlar aldığından söz etti. Ona göre eğer öğrencilerin yaşı küçük olursa bu yöntem daha da başarılı olabilirdi.
Bütçe ve mekân
Bu konuşma üzerine Yıldız'ın konuyu açtığı Bozcaada Milli Eğitim Müdürü ve özellikle de İstiklal İlkokulu Müdiresi Emine Arslan bu fikri büyük bir heyecan ve mutlulukla karşılamışlar. Projeye “Herkes Müzik Aleti Çalabilir” ismi verilmiş ve bu amaçla ilkokulda bir müzik laboratuvarı kurulmasına karar verilmiş. Proje için gereken 15 bin liralık bütçe ilkokulda olmadığı için destek arayışı başlamış. Yıldız'ın görüştüğü bütün adalılar gerek maddi olarak ya da kendileri org/elektrikli piyano alarak katkıda bulunmuşlar. Toplam 16 adet elektrikli klavye alınmış. Ama bir eksik daha varmış. Adaya feribotla varırken sizi karşılayan ünlü kalenin duvarlarının hemen dışındaki tek katlı taş binanın yarısını kullanan (diğer yarısında da ortaokul var) İstiklal İlkokulunda gerekli mekân yokmuş. Çözümler düşünülürken Notabüs’ün -büs kısmı ortaya atılmış:
Belediyeye ait eski bir otobüs vardı. Bu otobüs denize atılacak ve balıklar için yapay bir resif yapılacaktı. Otobüs belediyeden istenebilir, temizlenir ve okulun bahçesine çekilip, derslik olarak kullanılabilirdi.
İmece halkası genişliyor
Okul müdürü Emine öğretmen otobüsü vermeyi kabul eden belediye ile yazışarak işin resmî kısmını halletmiş ama hurda haldeki otobüsü hazırlamak da ciddi bir emek gerektiriyormuş. İmece halkası genişlemiş. Bozcaada Garnizon Komutanlığı personeli ile birlikte kaportacı ve boyacılardan oluşan bir grup gönüllü bir haftada otobüsü hurdalıktan çıkarıp öğrencilerin içine güvenle girebilecekleri temiz ve güvenli bir hale getirmişler.
Hazırlanan otobüs ilkokulun bahçesine çekildi. Elektrik tesisatı döşendi. Bu arada okulumuzun resim öğretmeni Cemil Onay öğrencileriyle birlikte, otobüsün üstüne çeşitli resimler çizerek, otobüsümüzü Notabüs haline getirdiler. Notabüs adı da bu ekip tarafından önerildi. Hepimiz bu adı çok sevdik.
Notabüs haberini yayın organlarından duyanlardan Samet Yalçın İstanbul’dan kendisi taşıdığı bir bateriyi ve Boğaziçi Caz Korosu da iki adet elektrikli org bağışlamışlar.
Özveri ile dersler
Notabüs artık İstiklal İlkokulunun bahçesinde duran bir müzik çalışma odası. Hem ilkokulun hem de ortaokulun müzik dersleri için kullanılan Notabüs’te ÇOMU Öğretim Görevlisi Feryal Günal her Cumartesi günü Çanakkale’den adaya gelerek 2 ve 3. sınıflardan bir grup öğrenci ile özveriyle ders yapıyor.
Bu müzikal çalışmanın sorumluları kültür, sanat ve sporun adalıların insani niteliklerine katkıda bulunacağına ve bu insani niteliklerin de sonuçta adanın mutlu ve huzurla yaşanan bir yer olmasının devamını sağlayacağına inanıyorlar. Amaçlarını Belediye Başkanından, Kent Konseyi Başkanına, okul müdürü ve öğretmenlerinden otelcisine, taksicisinden fırıncısına, kahvecisinden bağcısına paylaşan çok sayıda adalı bulunmasının hem mutluluğunu hem de haklı gururunu yaşıyorlar.
Sanata ve kültüre yapılan yatırımlar çok uzun süreli yatırımlardır. Bunların geri dönüşleri ve ürünleri ancak çok yıllar sonra ortaya çıkar, görünür hale gelir. Kim bilir belki bir gün Bozcaadalı piyanistlerin ve müzisyenlerin de başarı haberlerini okuruz, Bozcaada'daki konser etkinliklerini duyarız, Notabüs kılığına girmiş hurda bir otobüsü hayal eden ve somut olarak ortaya koyan Bozcaadalılar sayesinde...